Gazeteci dostum Aysun Erenkaya’nın dünkü köşe yazısını büyük bir ilgiyle okudum.
“Bu belediye bir harika dostum” başlıklı yazısında Nevşehir belediyesini anlatmış. Eminim ki Kocaeli’de yaşayanlar için bu yazı çok şaşırtıcı gelmiştir.
Ama ben hiç şaşırmadım.
Nevşehir’i çok seven, çok sık giden birisiyim. Hatta son romanım Maymun Tuzağı da Gebze ve Nevşehir’de geçiyor. O ayrı bir konu biz gelelim asıl konumuza.
Aysun Erenkaya, Nevşehir belediyesinin hem yaptığı hizmetleri hem de vatandaşla olan ilişkilerindeki samimi ve mizahi durumu dile getirmiş.
Ben de buna birkaç ekleme yapmak istedim.
Nevşehir Gazeteciler Cemiyeti başkanı Bayram Ekici aynı zamanda Türkiye Gazeteciler Federasyonu yönetiminden arkadaşım.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü ölümsüzleştirmek için Nevşehir Belediyesi’nin de desteğiyle şehre çok güzel bir Basın Anıtı kazandırdılar.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanım Yılmaz Karaca ile birlikte biz de o açılış için Nevşehir’e gittik.
Basın anıtının açılışını beklerken o sırada yanımıza Nevşehir Belediye başkanı Rasim Arı geldi. Tanıştık, sohbet ettik. Hem gazetecilerle hem de çevredeki vatandaşlarla iletişimini görünce gerçekten büyük bir şaşkınlık yaşadım. Son derece esprili ve samimi tutumuyla farklı bir siyasetçi ve belediye başkanı profili çiziyordu. Bunca yıldır gazetecilik yapıyorum, böyle içten ve esprili davranan bir belediye başkanı görmedim.
Basın anıtının açılışında bir gazetecinin elindeki fotoğraf makinesini alıp tüm gazetecileri anıtın önüne toplayıp ‘bu kez ben sizi çekeyim’ dedi.
Akşam Nevşehir Gazeteciler Cemiyeti’nin yemeğinde yine bir araya gelip sohbet ettik, gazetecilere karşı samimi ve açık sözlü tavırlar sergiledi. Gazetecilerin taleplerinin bazılarını ‘tamam’ diyerek söz verdi, bazılarını ‘olmaz’ diyerek açıkça söyledi. Bana göre bu, siyasetçi profili açısından da olması gereken bir tavır.
Nevşehir belediyesini Twitter’dan takip edenler benim ne demek istediğimi çok daha iyi anlarlar.
Belediyenin her hizmetini bile içine espri katarak duyuruyorlar, Nevşehirli olsun olmasın herkese değer verip yanıt yazıyorlar.
Örneğin; Nevşehir’deki bir genç kız, belediyenin Twitter hesabına, "Dolmuş seferlerini arttırırsanız çok makbule geçer. Durakta 1 saatten fazla ayakta otobüs bekledim. 2 gündür hastayım" mesajı atıyor. Belediye de, genç kıza gönlünü almak için portakal ve mandalina gönderip ‘geçmiş olsun’ diyor. Gelen hediye ile mutlu olan genç kız da, "Dalga geçiyorlar sandım, şaşkınım" diyor.
Sonra, bir vatandaş soruyor belediyeye; “Yok mu bir psikolojik danışma hattınız?”
Belediye, “Yaptığımız hizmetlerin dışında; “Sana belediye baksın” deyiminin karşılığı olarak her türlü dert, problem dinlenir” deyip gülücük koyuyor.
Bugünlerde mesela, “Evde Kal” mesajını bile tebessüm ettiren yöntemlerle veriyor. “Bir şeyler denemek bizim işimiz” deyip, yaya geçidindeki trafik ışıklarında kırmızı lambaya ‘evde kal’, yeşil lambaya da ‘Eve git’ yazıyor.
Sonra, “Hangimiz sıkılmadık çılgınlar gibi ama evde kal Türkiye” yazıyor ve ekliyor başkan; “Gurban olduklarım lütfen dışarı çıkmayın, neye ihtiyacınız varsa biz getirelim. Sizleri seviyoruz hastalığa yakalanmanızı istemiyoruz.”
Şehrin caddelerini köpükle yıkayıp o görüntüler eşliğinde, “Foşur foşur yıkadık” paylaşımı yapıyor mesela.
Zor günler geçiriyoruz; herkesin suratı asık ve karamsar. Devletin kurumları gerekli önlemleri alacak, vatandaş olarak tedbirli olacağız ama arada tebessüm etmek de iyi olmaz mı sizce de.
Tebrikler Nevşehir belediyesi ve başkan Rasim Arı.
