Bazı sözde gazetecilerin, aydınların ve sanatçıların geçtiğimiz yıllarda yeni anayasa ile ilgili referandum öncesi, ‘yetmez ama evet’ dedikleri o ileri demokrasi kendini iyice belli etmeye başladı artık.
Başbakan bir şey söylüyor ve o söylediği bir padişah fermanı olarak algılanıp anında birileri tarafından gereği yapılıyor!
Gezi eylemleri bunlardan birisi oldu. Gezi eylemine ve protestolarına katılanlar hakkında davalar açıldı, cezalar verildi.
İnsanları sindirmek, bu tür eylemlerden korkutarak uzaklaştırmanın gayreti içindeler ve adeta bir korku toplumu yaratmanın peşindeler.
Ne yazık ki toplumun bir kesimi bu konuda bedel ödüyorlar. Bu ülkeyi sevdikleri için… Yanlış giden bir şeyleri dile getirmeye çalıştıkları için.
Ama tam tersi, yalakalar ve hükümetin her dediğini destekleyen şarlatanlar ise elbette o kirli mükafatı alıyorlar!
Ne yazık ki bu devletin atanmış temsilcileri de adeta hükümetin memuru konumuna gelmişler ki en kötü ve tehlikeli olan durum da budur!
Durumdan vazife çıkaran bir zihniyet doğdu. Başbakanın her sözü, ilgili kurum ve kişiler için adeta durumdan vazife çıkarılacak göreve dönüşüyor.
…
Gebze Anadolu Lisesi İngilizce Öğretmeni Meral Akkaya, Gezi olayları gerekçe gösterilerek sürgün edildi.
Meral öğretmen, aynı mahallede büyüdüğüm, komşuluk yaptığım ve şu anda da görüştüğüm iyi bir dostumdur.
Meral öğretmenin toplumun ve ülkenin sorunlarına karşı duyarlı olması, en demokratik hakkını kullanması suç mu?
Ülkesini ve insanlarını seven, daha iyi bir ülkede daha iyi bir yaşam için çabalayan Meral öğretmen, birçok meslektaşı gibi hükümet yalakası olsaydı ya da hükümetin desteklediği siyasi simgeyi temsil ediyor olsaydı sürgün edilmezdi elbette..!
…
Meral öğretmenin sürgün edilmesi kadar, edilme yöntemi ve bu kararın kimler tarafından önceden biliniyor olması da çok önemlidir.
Meral öğretmen, kendisi hakkında açılan soruşturmayı biliyordu ancak devam eden soruşturmanın sonucunu bir gazete yazarından öğrendi!
Soruşturma sonucunu milli eğitim müdürlüğünden daha önce elde etmeyi başaran bu gazete yazarı ki, sadece bu konuda değil birçok konuda özellikle de Kocaeli Valisi Ercan Topaca kaynaklı ya da alakalı haberleri ilk önce öğrenen kişidir.
Köşe yazısını okuyunca ise daha fazla şaşırdım. İzmitli bir köşe yazarı olarak, Gebzeli bir öğretmen hakkında ne kadar da çok şey biliyormuş!
Acaba bu bilgileri İzmitli bu gazete yazarına kim ve neden vermiş olabilir? Kişisel bilgilerin gazete sayfalarına ve oradan kamuoyuna taşınmasının sebebi, hem devam eden soruşturmayı etkilemek hem de başka Meral öğretmenlere bir gözdağı olabilir mi?
Sayın başbakan her fırsatta, ileri demokrasiden bahsediyor. Hükümetin üyeleri her fırsatta İnsanların demokratik haklarından ahkam kesiyorlar.
Nerede kaldı demokratik hak ve özgürlükler peki? Toplumda nasıl bir kin, nefret ve ayrışmaya yol açtığınızın ne zaman farkında olacaksınız?