Bugünlerde CHP kulislerinde konuşulan tek konu, Gebze belediye başkan adayının önseçim mi yoksa atama yoluyla mı belirleneceği.
Hatırlarsanız bir süre önce Kocaeli’ndeki 12 ilçeden sadece 4 tanesi için atama yöntemi kabul edilmiş, diğer 8 ilçe için de önseçim yapılması kararlaştırılmıştı.
Ancak geçtiğimiz günlerde CHP İl Başkanı Yalçın Kuşkan, ön seçim kararı verilen 8 ilçeden 7’sinde bu yöntemin geçerli olacağını, Gebze için ise yeni bir değerlendirme sürecine tabi tutulacağını ifade etti. Bu da akıllara Gebze’de ön seçimden vazgeçilip atama yoluyla aday belirlenebileceği kuşkusunu yarattı.
Şimdi biraz beyin jimnastiği yapalım. Gebze’de önseçim kararı verilmesine rağmen ibre neden atama yöntemine kaydı?
Bildiğiniz gibi Gebze’de şu anda Yüksel Genç ve Nilgün Aydın aday adayı. İkisi de çalışkan, pırıl pırıl insanlar ve uzun süredir de fedakarca çalışmalar yürütüyorlar.
Acaba, bu iki aday ile Gebze’de seçimin kazanılamayacağı düşünüldü de, üçüncü bir aday arayışına mı girildi?
Bu arayış aslında uzun süredir vardı. Gebze’nin popüler isimlerinden, önemli bir kurumun başkanlığını da yürüten bu isimden sonuç alınamayınca ondan vazgeçildi. Eğer o isim aday olmayı kabul etmiş olsaydı, atama yöntemi işleyecekti.
Oysa Gebze’de ön seçimden atama yöntemine yönelmenin gerekçesi artık o isim değil. Bu kişinin ismi her seçim döneminde geçiyor aslında. Şu anda da kulislerde konuşuluyor. Ancak işin ilginç bir tarafı var ki bu isim bir süre önce partiden istifa etmişti ve aday adaylık başvurusundan yana değil. Partinin, kendisini aday olarak göstermesini istiyor.
Peki parti bunu yapmalı mı?
Ya da şöyle bir soruyla durumu pekiştireyim. Hangi isim için parti böyle bir atama yapma kararı almalı?
Bu isim, öyle bir isim olmalı ki, parti ön seçim kararı almışken, tüm parti üyeleri ve delegeleri destekleyecek, ‘tamam bu isim olursa, atama olsun’ diyecek.
Mevcut aday adayları o kadar çalışmış, hazırlık yapmış ama yine de, ‘yeter ki partimiz seçimi kazansın’ diyerek adaylıktan feragat edecek.
Peki şu anda öyle bir isim var mı Gebze’de?
Bence yok.
Eğer öyle bir isim olsaydı, ben de atama yöntemini savunabilirdim. Çünkü öyle bir isim gelip de partiye aday adaylık başvurusu yapmaz. Öyle bir ismi adaylık yarışına sokmak da hata olurdu zaten.
Böyle bir isim olmadığına göre bence üye ve delegeleri küstürmenin, mevcut aday adaylarının çalışma hevesini kırmanın bir anlamı yok.
Bu 8 ilçe arasında Gebze’nin de olması, doğrusunu söylemek gerekirse örgüt içinde bir heyecan yaratmıştı. Ön seçim geleneği, örgütün dinamiklerini harekete geçiren, canlı tutan, CHP’yi konuşturan ve tartıştıran, deyim yerindeyse partililere siyaset antrenmanı yaptıran bir yöntem.
Bir başka yanı da eğer Gebze’de bir aday belirlenecekse, parti üyelerine ve delegelerine güvenmeli, partiye emek veren bu insanların söz hakkı olmalı.
Herkesin konuştuğu bir konu var, üye ve delege yapısı çok sağlıklı değil, delege ağaları istedikleri kişiyi seçtiriyorlar diyorlar. Elbette gerçeklik payı var ama sosyal demokrat ve demokrasiyi hedefleyen bir parti öncelikle parti içi demokrasinin sağlıklı işlemesini sağlamalı.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki, Gebze’de atama yöntemini hak edecek bir aday olmadığına göre en iyi yöntem önseçim yapmak…