1 Kasım seçimlerinde AKP tek başına iktidar oldu ve siyasi tartışmalar şimdilik sona erdi. Geçtiğimiz günlerde AKP’yi değerlendirmiştim. Seçimde olduğu gibi, seçimden sonra da, ‘yarın seçim varmış gibi’ disiplinli ve planlı bir şekilde çalışıyorlar.
CHP ise 1 Kasım seçimleri biter bitmez fabrika ayarlarına geri döndü!
Büyük çoğunluk kabuğuna geri çekildi. Yani deyim yerindeyse, mekanik anlamda ‘uyku modu’na geçti!
CHP’nin Kocaeli’deki üç milletvekili, bir-iki klasik değerlendirme ve mesajın ardından ‘hadi bize eyvallah’ sloganıyla kendilerini Ankara’ya attılar!
Tabi Tahsin Tarhan gitmeden önce Gölcük’te aday arkadaşlarına ve il yöneticilerine yemek vermeyi ihmal etmedi.
AKP seçim galibiyetini, mahalle teşkilatlarına kadar inerek analiz ederken, CHP seçim mağlubiyetini yemekle kutlama görüntüsünde!
CHP’nin Kocaeli’de tek derdi acaba Fatma Kaplan Hürriyet’i, Haydar Akar’ı ve Tahsin Tarhan’ı Ankara’ya milletvekili olarak göndermek miydi?
Eğer öyle ise başarılı oldular, herkes evine dağılsın!
Dağılmayan arkadaşlarla oturup şu seçim sonuçlarını bir değerlendirelim şimdi.
CHP Türkiye genelinde oylarını yüzde yarım oranında artırırken, Kocaeli’de neden yüzde 1’lik bir düşüş yaşadı?
AKP’nin bölgemizdeki oy oranlarına bir bakalım.
Gebze’de yüzde 59,7. Darıca’da yüzde 56,8. Çayırova’da yüzde 56,5 ve Dilovası’nda yüzde 55,7.
CHP’nin ise Gebze’de yüzde 20,6. Darıca’da 19,5. Çayırova’da 20,8 ve Dilovası’nda yüzde 6,7.
1 Kasım’ı sadece genel seçim olarak değerlendirmek hata olur. 2019 tarihinde yapılacak yerel ve genel seçimler için oluşacak siyasi tablolar açısından da önemli.
1 Kasım’da CHP başarısız oldu, bu çok net. AKP’nin yerel ve genel kaynakları kullanması, genel politikaların etkin olduğu bir gerçek ama kesinlikle başarısızlığı bu gerekçelerle kapatmamalı.
Seçim yenilgisinden daha kötü olan, yenilgiyi iyi analiz etmemek ve suçu vatandaşta bulmaktır. Dikkat ediyorum bu hastalık parti yöneticilerinde bile var.
Oy vermeyen insanları suçlamak hatta daha ileri giderek onlarla dalga geçmek, hakaret etmek çok büyük bir hatadır.
Seçim zamanı yüzlerine gülüp broşür dağıttığınız ve oy istediğiniz insanlara arkalarından hakaret etmek ve aklıyla dalga geçmek ikiyüzlüce bir davranıştır.
Siyasetçi sabırlı olmalı. Gerçekçi olmalı. Sorunun kaynağına inebilmeli, hatalarla yüzleşmeli. Bunu da profesyonelce yapmalı. Gerekirse ekip kurmalı, insanların neden oy vermediği en ince ayrıntısına kadar araştırılmalı, raporlar hazırlanmalı.
En ücra mahallelere ve sokaklara inilmeli. Mahalle ve sokaklarda parti temsilcileri seçilmeli.
Yani CHP ilçelerde mutlaka kılcal damarlar oluşturmalı. Sadece seçim zamanı yapılan çalışmaların sandığa etkisinin yüzde 5’i geçtiğini sanmıyorum.
En iyi seçim çalışması, seçim olmadan yapılan çalışmadır.
Şimdi bakıyorum herkes bir kenara çekilmiş durumda. Delege ve ilçe kongreleri ile biraz kıpırdanacak, sonra yine uyku moduna geçilecek.
Ben şahsen CHP’li yöneticilerin ve bölge milletvekillerinin CHP’nin neden az oy aldığına ve yakın zamanda neler yapılması gerektiğine yönelik herhangi bir düşünceleri olup olmadığını çok merak ediyorum.
CHP’nin mutlaka mahalle ve hatta sokaklara kadar güçlü bir şekilde örgütlenmesi gerekiyor. Artık değil mahalle, sokak temsilcileri seçilmeli. Her sokakta bir CHP gönüllüsü bulunamayacak mı?
Her sokak temsilcisi ve mahalle temsilcisi, ilçe yönetimi ile belirli dönemlerde bir araya gelip çalışma yapamaz mı? Mahalleleri ile ilgili rapor sunamaz mı?
Her mahalleden sorumlu ilçe yöneticisi ve meclis üyesi grupları belirlenip, çalışma grupları oluşturulamaz mı? Çok mu zor?
Bunu gerçekleştiremediği sürece ilçe yöneticileri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kollarından üç-beş kişi ile her yere yetişmeye çalışır ve hiçbir yere yetişemezler!
Sonuç olarak da sadece seçim zamanı mecburi (!) çalışmalarla halkın sempatisini kazandığını düşünürsünüz ve başarısız olunca da onları suçlarsınız.