4 kitap yazdım ama bu yazıya nasıl başlayacağımı bilemedim. Hayatının baharında, daha on sekizinde gencecik bir can. Ya bıraktığı mektuba ne demeli?
Belki de içimi asıl acıtan şey buydu.
Nice intiharlar gördüm, haber yaptım. Nice hayatlar söndü, yazılar yazdım. Ama böylesi bir gidiş içimi çok acıttı.
Her satırından gerçeklik ama bir o kadar da hassaslık, naiflik ve hüzün akıyor.
İçki ve uyuşturucu etkisinde ya da bunalımda değilim diyor. Yaşadıklarını, çevresindekiler paniğe kapılmasın diye kimseye anlatmadığını dile getiriyor.
İyi insan olmaya ve değer verdiği halde değer vermeyen insanlara öyle kibarca sitem etmiş ki çocuk, o sitemlerde bile kendini suçlu bulmuş!
“Hep doğru olanı yapmaya çalıştım, yalan söylememeye, insanları incitmemeye özen gösterdim, yardımcı oldum, değer verdim…” diyor.
Hatta kuşlar aç kalmasın diye çatıya yiyecek bıraktığını söylüyor.
Can alıcı cümleyi ise sona saklamış; vardığım sonuç işte bu!
Çok yıpranmış belli ki, o hassas yüreği acımasız dünya ile baş edememiş. İnsanların kötülükleri yormuş.
İçinde bulunduğu koşullar umutlarını tüketmiş belli ki; bir araba ve bir ev için yıllarımı harcamak istemiyorum demiş.
Her şeyi arkada bırakıp gitmek, her şeyi kapatmak daha mantıklı gelmiş o hassaslıktan zayıflayıp dirençsiz kalan iradesine…
En kötüsü de, ‘Yaşamak için bir amacım yok” tükenmişliğiydi aslında.
Ah be çocuk, insanların yoluna sürekli taş koyup seni yoracak olmalarından nasıl da çabuk pes etmişsin?
Ah be çocuk, “Neden kimse bana değerli olduğumu hissettirmiyor?” diye değil, hiç kimse değer vermese de en değerli şeyin kendi hayatın olduğunu düşünebilseydin…
Ah be çocuk, ‘Biraz daha eğlenceli, daha yakışıklı, daha çalışkan mı olmam gerek. Hayat bunları istiyor’ demişsin ya giderken.
Bunları isteyen hayat değil, küçük düşünen insanlar. İnsanların seni sevmesi için kimseyle yarış yapmana gerek yoktu be çocuk!
Keşke seninle tanışmış olsaydık be çocuk.
İntiharına sebep olan o şeylerden konuşurduk. Onlar birer tuzaktı be çocuk, ben o şeylerin kitabını yazmıştım.
Sen daha on sekizinde o tuzakları bile görmeden canına kıydın.
Olmadı be çocuk…