Kudüs’ün İsrail’in başkenti olması gerektiğini zırvalayan provokatör ABD başkanı, akli dengesi bozuk bir şekilde dünyayı germeye ve özellikle Ortadoğu’da yeni gerilim ve savaş senaryoları peşinde.
ABD başkanının bu saçma ve gerilim dolu açıklaması bir anda dünya siyasetini hareketlendirdi.
Tarihi, kan ve vahşet üzerine kurulmuş bir ülke olan ABD, günümüzde bile dünyanın her tarafında soykırım yaparken, son dönemde sözde demokrasi adı altında Ortadoğu’yu kan gölüne çeviriyor.
Türkiye’yi yöneten hükümetler ise ne yazık ki bugüne kadar ABD’nin Ortadoğu’daki bu kan ve gözyaşına dayalı politikalarına destek oldular.
Daha düne kadar renk körü olanların, bugün ‘Kudüs bizim kırmızı çizgimiz’ diye açıklama yapmasını yadırgıyorum.
Amerika’nın bu şımarıklığının sebebi ne yazık ki bu eli kanlı ülkeye destek veren ve işbirliği yapan hükümetlerdir.
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), Büyük İsrail imparatorluğunu kurmak ve Ortadoğu’da İslam’ı yok etmeye dayalı bir projedir ve ne yazık ki Türkiye’yi yönetenler bu projenin eş başkanlığını yürüttüler.
Bir ülkenin tam anlamıyla bağımsızlığı ve özgürlüğü, o ülkenin ekonomik özgürlüğü ile çok yakından ilgilidir.
Borç altındaki ülkeler asla özgür olamazlar.
Günümüze kadar gelen hükümetlerin ABD’ye bağımlı politika izlemelerinin tek nedeni de ne yazık ki budur.
IMF heyetinin hazırladığı reçetelerle ekonomiyi yönlendiren hükümetler, ABD’nin başta Ortadoğu olmak üzere tüm planlarının emir erliğini yürütmektedirler.
Öyle olmasa tarihin en kanlı ve vahşi soykırımlarını yapan ABD, sözde Ermeni soykırımı tasarısını kabul eder miydi?
Küba’da, Şili’de, Meksika’da katliamlar yapan ABD değil miydi?
Vietnam’da milyonlarca insanın ölümüne yol açan ve oradaki vahşeti Hollywood’a taşıyarak haklı çıkmaya çalışan ABD değil miydi?
Japonya’nın Hiroşima ve Negazaki kentlerine attığı atom bombaları ile tarihin en kanlı saldırısını yapan ve yarım milyona yakın insanın ölümüne neden olan vahşetin sorumlusu ABD değil miydi?
İran ile Irak’ı birbirine düşürerek 10 yıl savaştıran ve her iki ülkeye de silah satan ABD değil miydi?
Körfez Savaşı ile Irak’ı vuran ABD değil miydi?
Daha sonra Usame Bin Ladin’i saklıyor bahanesiyle Afganistan’a saldıran ve binlerce masum insanı katleden ABD değil miydi?
Yalan ve uydurma bahanelerle Irak’a saldıran ABD değil miydi?
Demokrasi götürme bahanesiyle halen daha Irak’ta binlerce masum insanı katleden ve her gün sivillerin öldürüldüğü bu vahşetin üzerinde kimin imzası var: elbette ABD…
Tarihin tozlu raflarına gittiğimizde de Kızılderilileri katlederek onların topraklarına yerleşen ‘kahpe beyaz’ nitelemesi acaba hangi ülke için yapılmıştır?
Elbette ABD için.
Peki tarihi boyunca tek görevi çıkarları doğrultusunda tüm dünyaya kan ve gözyaşı götüren, insanları katleden bir ülke nasıl oluyor da ‘barış’ ve ‘demokrasi’ çığlıkları altında tüm dünya jandarmalığına soyunuyor?
PKK’yı bile destekleyerek Türkiye’yi bölme planları yapan ABD’nin dost olmadığını acaba bu ülkeyi yönetenler ne zaman anlayacaklar?