Günlerdir konuşuluyor, yazılıyor. Her gün birçok telefon alıyorum bu konuda. Bir yazar olarak konuşarak değil, yazarak daha iyi ifade ediyorum kendimi. Şimdi de öyle yapacağım.
…
Gebze Belediyesi’nin düzenlediği kitap fuarı önümüzdeki günlerde başlayacak. Çok uzun zaman sonra Gebze’de kitaplarla okuyucular buluşacak.
Kitap fuarları, kitapların ve yazarların okuyucularla buluştuğu büyülü bir ortamdır. Kitaplarla okuyucunun buluştuğu her platform, her etkinlik alkışlanacak bir etkinliktir.
Yazarlar da hem eserlerini hem de kendilerini tanıtma fırsatı bulur. Okuyucular, yazarlarla bir araya gelme ve sohbet etme şansı elde ederler.
Kitap fuarı organizasyonları konusunda bazı şehirler gerçekten de üst düzey bir seviyeye ulaşmış durumda.
İstanbul, Kocaeli, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük şehirler hem fuar hacmi hem de katılım olarak artık başarılı bir standardı yakalamış durumdalar.
Bazı belediyeler yaratıcı, farklı ve son derece verimli kitap fuarı etkinliklerine ve kusursuz organizasyonlara imza atıyorlar.
Bazı belediyeler ise, tıpkı aynı organizasyon firmasının kopyala-yapıştır uygulaması gibi birbirinin benzeri haline gelmiş durumda.
Televizyonda çok görünen ya da belli kriterlere göre çağrılan isimlerin verdiği konferans ve imza günleri, açılan standlar ve kapanış!
Güzel örnekler de çok.
Örneğin bir önceki dönem Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin çok güzel bir kitap fuarı organizasyonu olmuştu.
Kitap fuarının başlayacağı günün sabahı, çarşı merkezindeki ağaçlarda binlerce kitap asılıydı! Nasıl fikir ama, harika değil mi?
Sabah uyanıyorsunuz, çarşıya çıkıyorsunuz ve ağaçlar kitap açmış. Ağaç dallarından meyve toplar gibi kitap topluyorsunuz. Hem de ücretsiz.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli’deki yazarların kitaplarından satın alarak hem onlara destek olmuş hem de o kitapları ağaçlara asarak harika bir farkındalık yaratmıştı. O dönemin büyükşehir belediye başkanı İbrahim Karaosmanoğlu Kocaelili yazarları yanına almış, etkinlikle ilgili ulusal kanallarda canlı yayın yapmıştı.
Yine önceki yıllarda Merzifon Kitap fuarına katılmıştım. Yine çok güzel bir uygulamaya imza atmışlardı. Fuar girişinde ziyaretçilere ücretsiz kitap alabilecekleri fişler hediye edilmişti. Böylece her ziyaretçi en az 2 kitabı bu fişlerle almak suretiyle hem fuarda kitap alışverişine canlılık katmıştı hem de ziyaretçiler için güzel bir jestti.
İstanbul Beşiktaş’ta, ‘Kitap Kahve Çikolata’ etkinliğine katılmıştım. Sponsor desteği sayesinde fuara gelenlere ücretsiz kahve ve çikolata ikramı yapılıp bu lezzetler eşliğinde kitapların dünyasında yolculuğa çıkarılıyordu.
Hem gazeteci hem yazar olarak kitap fuarlarında, söyleşi ve imza günlerinde adeta kendimi buluyorum, kitapları yaşıyorum.
Hiç unutmam, önceki dönem Gebze belediyesi beni bir programa davet etmişti ve öğrencilere konferans vermiştim. Kent meydanındaki bilboard tanıtım afişini hala hatıra olarak saklarım. Şehri yönetenlerin şehirdeki yazarlara önem vermesi güzel çünkü.
Gebze’de kitap fuarının olması elbette çok güzel bir başlangıç. En başta da söyledim, kitap ile ilgili her etkinlik güzeldir. Ama, bir cümlenin yarısından sonra gelen ‘ama’ kelimesi de hep bir şeylerin eksikliğini ifade eder ya, elbette eksiklikler normaldir önemli olan iyi niyetli olarak paylaşmak, eksiklikleri görebilmek ve karşılıklı fikir alışverişiyle daha iyiye ulaşmak.
Bu da iki taraflı olur.
Hani derseniz ki, bunları niye söylemedin,
Sorsalardı, söylerdim!
Yazının başlığına gelince; bazı insanlar bir yere bir şeyleri bulmaya gider. Kitap satmanın ve paranın dışında bir şeyler. Belki de onu bulamayacağımı düşündüğüm içindir…