Çarşıya yolu düşenler mutlaka görmüştür, Gebze Mustafapaşa Camisinin hemen arkasında yani Gölcüönü Meydanı’nda bir sürü çadır var. Sebebi, 1. Trabzonlular festivali. Gebze Trabzonlular Dernek Başkanı, “Gelin, Trabzon kültürünü öğrenin” diyor.
Gidiyoruz.
Her çadır, seyyar işportacı gibi.
Eğer Trabzon’a özgü yiyecek, içecek, hediyelik eşya yani Trabzon kültürünü yansıtan bir şeyler olsa, ‘eyvallah’ diyeceğim.
Yarın öbür gün de, başka yörelerin festivali olur da, o yörelerin de kültürünü görürüz öğreniriz diye.
Ama bir bakıyoruz ki, Kars kaşarı, Kayseri sucuğu, Adana tatlısı, Şebinkarahisar peyniri ve daha başka başka yörelerin ürünleri.
Peki nerede kaldı, Trabzon kültürü?
Trabzon kültürünü Kars kaşarıyla ve Kayseri sucuğuyla mı tanıtıyorsunuz?
Bence son derece kötü bir proje.
Bu projeye onay vermek bir yana, açılışını da bizzat yapan belediye başkanları ise oradaki çarşı esnafı arasında haksız bir rekabete neden olmuş ve büyük bir vebalin altına girmiştir.
Belediyeler, farklı yörelerin yaşantılarını ve yeme-içme kültürlerini tanıtmak ve yaşatmak için böyle festivaller yapmalıdır ama bunu rant aracı haline getirmemelidir.
10 gün herhangi bir yörenin festivali adı altında bunun bir ticari ilişkiye dönüştürülmesi yanlış.
Ben isterdim ki, meydanda horonlar tepilsin, kolbastı oynansın, Trabzon yöresine ait gelenekler yaşatılsın.
Bazı akşamlar yöresel sanatçıların gelerek konser vermesi, ne yazık ki sadece bu işin makyajı olur.
Gebze belediye başkanı Adnan Köşker, yöresel kültürlerin yaşatılması için bir proje gerçekleştirmek istiyorsa, Amerika’yı yeniden keşfetmesine gerek yok.
Darıca’da her yıl düzenlenen geleneksel şehirler ve kültürler festivalini örnek alabilir. Her yöreye bir bölüm ayrılmış, o yöre kendine özgü yiyecekleri satıyor. Ayrıca her akşam da bir yörenin gecesi yapılıyor.
Mustafapaşa Camisinin diğer yan cephesi de kötü bir kullanım içinde. Kermes ya da farklı isimler adı altında resmen ticaret yaptırılıyor.
Asılan reklam afişleri ve ürün tanıtımları yüzünden neredeyse tarihi cami görülmüyor! Caminin etrafını açmak ve ihtişamını ortaya çıkarmak yerine, adeta geri kalmış ülkelerin manzaraları yaşatılıyor.
Belediye her şeye para ve oy gözüyle bakmamalı. Şehir yaşantısı, tarihi değerler, esnaflar arasındaki eşitlik de gözetilmelidir.