Bugün 9 Eylül…
Ulusal kurtuluş savaşı ile bu ülkeyi emperyalist düşmanların elinden kurtaran ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ordusunun İzmir ve Ege’yi de düşmanlardan temizlediği tarihin yıldönümü.
Her geçen gün Atatürk’ün yokluğunu daha iyi anlıyoruz. Geçen zaman Atatürk’ü daha çok haklı çıkarıyor.
Atatürk bu ülkeyi kurtarmasına rağmen kimi insanlar halen daha açıktan Atatürk düşmanlığı yapıyorlar.
Ben o kesimi hem cahil hem de nankör olarak değerlendiriyorum.
Bu ülkede özgür bir şekilde yaşayan birinin, ‘Atatürk’ü sevmiyorum’ demesi cehaletten ve nankörlükten başka ne olabilir ki?
Bir kesimin Atatürk’ü sevmemesi tamamen içgüdüsel bir mekanizmaya dönüştürülmüş durumda.
Oysa tarihi gerçekler incelense ve bugünün dünyasıyla karşılaştırılsa bu tür lafları edenler kendilerinden ve ettikleri laflardan utanacaklardır.
Bu lafları söyleyenler ‘müslümanım’ diyorlar!
Oysa Türkiye’de bugün insanlar Müslümanlığı özgürce yaşıyorlarsa, işte bunu sağlayan kişi Atatürk’tür.
Eğer camilerde ezan okunuyorsa, insanlar ibadetlerini rahatlıkla yapabiliyorlarsa, her yıl hacca gidebiliyorlarsa, bayramları sevinç ve coşku içinde kutlayabiliyorlarsa bu Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının sayesindedir.
Değil diyen varsa nankördür!
Harabeye dönmüş, her tersanesi işgal edilmiş, sömürgeci ülkeler tarafından ‘hasta adam’ diye nitelendirilen ve paylaşılmaya hazır bir imparatorluktan genç ve bağımsız bir Türkiye cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk’e dil uzatmak, nankörlük değil de başka ne olabilir ki?
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın meşalesini 16 Mayıs 1919’da yakan Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’a doğru hareket ettikten sonra 22 Haziran’daki Amasya Tamimi’nde söylediği ‘Milletin bağımsızlığını yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır’ sözü bugünlerimize de ışık tutuyor.
Son dönemde Atatürk’e ve cumhuriyete yönelik saldırılar, bu değerlere ne kadar sıkı sıkıya sarılmamız ve sahip çıkmamız gerektiğini de açıkça ortaya koyuyor.