Cumhuriyet Halk Partisi Kocaeli’de yeni yönetimini Pazar günü belirleyecek.
Bu kongrenin birçok açıdan önemi çok büyük.
Özellikle 16 Ocak’ta CHP kurultayının olduğunu düşünürsek, il kongresinde de en can alıcı nokta elbette ki kurultay delegelerinin seçilmesi olacak. İl yöneticilerinden çok, kurultay delegelerinin kim olacağı konuşuluyor.
Yazının başlığını neden öyle yazdığıma gelince.
Kısa bir süre önce ilçe başkanlığına seçilen Recep Dursun için bu il kongresi önemli bir sınav olacak.
Sınavın adı ise demokrasi.
Recep Dursun, Sedat Tatar’ın ilçe başkanlığından istifa etmesiyle başkanlığa vekalet eden, daha sonra yerine başka isim atandığı için bu görevden ayrılmak durumunda kalan, birkaç hafta öncesinde ise üyelerin oyu ile sandıktan çıkarak ilçe başkanı olan bir isim.
Recep Dursun, her fırsatta sandığa inandığını söyleyen bir isim. Hatta ilçe kongresinden önce de, il kongresinde belirlenecek isimlerin de sandıkla belirleyeceğini dile getirdiği de birçok partili tarafından dile getirilmiştir.
Recep Dursun bu kongrede belirlenecek olan yönetim kurulu, kurultay delegeliği ve disiplin kurulu gibi isimleri sandıktan çıkarmayıp, kalemle belirlenmesine izin verirse bu sınavdan başarısızlıkla çıkar.
Çünkü CHP’yi diğer tüm partilerden ayıran en önemli özelliği demokrasiye olan inancıdır. CHP eğer parti içinde bu demokrasiyi yaşatamazsa, bu farklılığını hiç kimseye anlatamaz. Sandıktan çıkmayan her isim, kim olursa olsun tartışmaya açık olacaktır. Sürekli eleştirilecek ve yıpratılacaktır.
Bugüne kadar hep böyle olmuştur.
Bugünkü meclis üyeleri ön seçimle belirlendi ve bir kişi bile çıkıp bu 8 isimle ilgili tek kelime söyleyemez. Çünkü hepsini bu partinin üyeleri seçmiştir.
Ama ön seçim değil de, kalemle belirlenmiş olsalardı şu anda hepsi tartışmaya açık olurdu.
Artık CHP’nin tabanı demokrasiyi kendi içinde de özümsemek ve yaşatmak istiyor. En küçük delege seçiminden ilçe ve il yönetimine, gençlik ve kadın kolları yönetimine, milletvekili seçimine kadar söz sahibi olmak istiyor.
Bu beklenti lüks değildir. Seçimle gelen bir ilçe başkanının da bu beklentiye sırt çevirmesi, onu yıpratır ve güvenilirliğini zedeler.
Kurultay delegelerinin seçimle belirlenmesi Recep Dursun’a güç ve güven katar. Haksız eleştiri ve dedikodulardan uzak tutar. Parti tabanının desteğini alır. Ama sandığa güvenmeyip kalemle belirlenmesi, Recep Dursun’un savunduğu demokrasi anlayışına ters düşer.
Yapılacak işlem de son derece basittir.
CHP’nin Gebze’de 106 il delegesi var. Bir değişiklik olmazsa, Gebze’de 5 kurultay delegesi yer alacak. Kurultay delegesi için kimler talipliyse ismini yazarsınız. Ortaya da bir sandık koyarsınız. 106 delege gelip 5 isim yazar, en çok oy alan 5 ismi de kurultay delegesi yazdırırsınız.
Demokrasiyi içinde en fazla yaşatma iddiasındaki bir partinin, bunu her kademesinde uygulaması gerekir ki gerçekçi olsun.
Teoriyle pratik birbiriyle bağdaşmadığında güven ve inandırıcılık kaybolur.
Ve siyaset bir günlük değildir.