Türkiye’de gelenektir, bir facia meydana gelince bazı gerçekler gün ışığına çıkar ve gündeme gelir. Soma faciası buna örnektir. Deprem ve sel felaketleri de öyle…
Son günlerde Gebze’de de bir bonzai gündemi var. 20 yaşındaki bir genç, bonzai isimli uyuşturucu madde yüzünden hayatını kaybetmese, yine gündeme gelmeyecekti.
Gencecik bir fidan ölünce, ailesi ve mahalleli de bu işe tepki gösterince emniyet yetkilileri de göstermelik toplantı ve denetimlerle sözüm ona bonzaiye karşı savaş açmış oldular!
Birkaç gündür bu konuyu araştırıyorum. Öğrendiklerimi sizinle paylaşmak istiyorum öncelikle.
Bonzai, son 3-4 yıldır hızla yaygınlaşan ve 12 ile 19 yaş arasındaki gençlerin ağırlıklı olarak kullandığı bir uyuşturucu madde. Hızla yaygınlaşmasının sebebi, hem çok ucuz hem de erişiminin kolay olması.
Buna karşın, ilk kullanımda bile öldürücü etki yaratacak kadar çok tehlikeli bir uyuşturucu maddesi.
Gebze bölgesinde bonzai kullanım oranı tüyler ürpertici seviyede. Aldığım bir bilgiye göre 700’ün üzerinde bonzai kullanıcısı var.
Türkiye genelinde de büyük artış söz konusu. Son 1,5 yıldaki artış oranının yüzde 300 olduğunu söylersem, durumun ne kadar ciddi olduğunu anlatmaya yeter sanırım.
İlk başta yazmıştım, Beylikbağı’nda 20 yaşında gencecik bir fidan bu yüzden yaşamını yitirdi. Ailesi perişan durumda. Böyle bir maddenin varlığından bile haberdar değillerdi. Çocuklarını kaybedince öğrendiler bu illetin varlığını.
Diğer çaresiz aileler de öyle. Hem kendi çocukları hem de başkaları risk altında. Onların ölmesini istemiyorlar. ‘Devlet önlem alsın’ diyorlar. Ama emniyetten bu konuda şikayetçiler. Bir ihbarda bulunduklarında, polislerin sirenlerini çalarak geldiğini ve suçluların da böylece kaçtığını anlatıyorlar.
Zaten yakalansalar da serbest bırakılıyorlar o da ayrı bir konu. Bonzai satan ve kullananların serbest kalması da ne yazık ki caydırıcılık olmadığı için yaygınlaşmasında önemli etken.
Polisiye tedbirler kadar eğitim, sağlık ve sosyal tedbirler de yok. Bu madde bağımlılarını tedavi edecek bir merkez bile yok. İstanbul’daki AMATEM 1 yıl sonrasına randevu veriyor, bu çaresiz insanlar nerede tedavi olacak?
Gençler hem aile hem de mahallelerinde kendilerini yalnız hissediyorlar, bu yalnızlık da kötü arkadaşlıklara ve madde bağımlılığına itiyor. Hem ailelere, hem devlete, hem sivil toplum kuruluşlarına hem de yerel yöneticilere büyük görevler düşüyor.
Emniyet göstermelik toplantılar yerine ciddi projelerle halkı bilinçlendirmeli, suçlularla mücadele etmeli. Yerel yönetimler kaynaklarını rant için değil sosyal ve eğitim projeleri için kullanmalı. Bu şehrin valisi de bağımlı gençlerin tedavisi için AMATEM kurulması yönünde öncülük etmeli. Elbette siyasetçiler de bürokratik kısmının halledilmesi için üstüne düşen görevleri yapmalı. CHP Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan, meclise bu konuda soru önergesi verdi, çalışmalarını da sürdürüyor. Diğer partilerin de siyasi görüş ayrım yapmadan destek vermesi, bir araya gelerek çözüm üretmeleri gerekiyor.