GÜNCEL
Giriş Tarihi : 09-09-2023 13:49   Güncelleme : 09-09-2023 13:50

Levent Altun yazdı

Levent Altun yazdı

Okullar önümüzdeki hafta açılıyor, Gebze’de de on binlerce öğrenci için ders zili çalacak.

Her yıl eğitim ve öğretim dönemi başlarken sancılı başlıyor. Ekonomik yükün altında ezilen vatandaş, bir de eğitim döneminde büyük bir yükün altına giriyorlar.

Gerçekten bu dönemde öğrenci okutmak son derece zor.

Okula kayıt ettirirken birçok okulda bağış adı altında para istendiğini herkes bilir. Artık görünmeyen bir kural haline gelmiştir. Yetkililer ‘alınmıyor’ der ama okul yöneticileri, masraflar nedeniyle öğrenci velileriyle ayrı bir yöntemle alıyor!

Okul masraflarını sıralamaya gerek yok!

Bu süreçte öğrenci servis ücretleriyle ilgili anlaşmazlıklar ve servis ücretlerinin dengesizliği, standart dışı fiyat politikası ve yüksek fiyatlar vatandaşların en büyük şikayetleri arasında yerini koruyor.

Okul masraflarının ötesinde Gebze’de en çok korkulan ise bazı okulların hasarlı olması.

Geçtiğimiz hafta Sultan Orhan Ortaokulu’nun içler acısı durumunu haberlerimizle gündeme getirmiştik.

Duvar sıvalarından deniz kabuğu bile çıkan okulun birçok yerinde çatlak ve hasar var. Bu konu haber yapılıp gündeme gelince Milli Eğitim Müdürlüğü ve bazı yetkililer okulla ilgili güçlendirme çalışmalarının yapıldığı bilgisini vermiş.

Bu okulun dışında başka okullar da var çürük olan. Bu okullarda eğitim öğretim nasıl başlayacak? Güçlendirme yapılana kadar Allah korusun ya deprem olursa ne olacak?

Birkaç yıl deprem olmayacağına ilişkin garanti mi var?

Deprem artık sadece ülkemizin değil tüm dünyanın gündeminde. Daha dün akşam Fas’ta şiddetli bir deprem meydana geldi yüzlerce kişi hayatını kaybetti, bu sayı her geçen an artıyor.

İstanbul depremi aylardır konuşuluyor.

Kahramanmaraş merkezli 10 ilimizde meydana gelen depremin acıları henüz dinmedi, yaraları sarılamadı.

Gebze’de ne kadar hasarlı okul varsa kesinlikle eğitim yapılmasına izin verilmemeli. Yoksa böyle bir facia yaşanırsa bunun vebali çok ağır olur.

Gebze’nin Mustafa Paşa Mahallesinde bir Banara çeşmesi ve çevresinde 5 tane büyük çınar ağacı vardı. 200 yıllık tarihe sahip olduğu ifade edilen bu ağaçlar ne yazık ki yol ve binalara kurban ediliyorlar.

Eskiden buralar bomboştu ne bir ev vardı ne de başka bir yapı.

Plansız yapılaşmanın bir eseri olarak önce konutlaşma başladı sonra da ağaçlar birer birer kesilmeye.

Şimdi de Gebze Belediyesi yol açma çalışmaları için ağaçları kesiyor. Bu tarihi ağaçları yola kurban etmek ne kadar doğru?

Daha iyi bir planlama yapılamaz mıydı? Neden tarihe ve yeşile daha fazla önem vermiyoruz?

AdminAdmin