Son günlerde Darıca’daki Millet bahçesine hayvanat bahçesi yapılsın mı, yapılmasın mı tartışmaları sürüp gidiyor. Gazeteci arkadaşım Caner Pesen'in de önerdiği, Darıca'daki hayvanat bahçesinin Darıca Millet bahçesine taşınıp taşınmaması ile ilgili konu.
Ancak ben konuya çok daha farklı açıdan yaklaşmak istedim.
Esasında hayvanat bahçeleri olmalı mı, olmamalı mı konuya belki de oradan bakmalı.
Hayvanat bahçelerinin varlık sebebi bence sadece şu iki husus olmalı;
Birincisi, nesli tükenmekte olan hayvanların neslinin devamını sağlamak.
İkincisi de, yaralı ve bakıma muhtaç hayvanları tedavi etmek ve daha sonra da doğal ortamlarına kavuşturmak.
Doğal yaşam ortamlarından uzaklaştırılan ve küçücük kafeslerde barındırılan hayvanlara üzülmeyeniniz var mı?
Neden oradalar?
İnsanların merakını gidermek için mi? Yazık değil mi?
Daha kötü durumda olanlara ne demeli? Sirklerde eğitilmek için adeta işkence çektirilen hayvanlar…
‘Maymunlar Cehennemi’ filmini izlemeyeniniz var mı? Varsa mutlaka izlemesini öneriyorum.
Uzay araştırması yapan astronotlar öyle bir gezegene düşüyorlar ki, burada her şey dünyadakinden daha farklı.
Kafeslerde insanlar var, maymunlar ise dünyaya hakimler.
Laboratuvardaki bir doktor maymun, boynunda tasması olan bir insan üzerinde inceleme yaparken, “Bu hayvanlar pis, kokuyorlar ve bulaşıcı hastalık taşıyorlar” diyor.
Bazı iyi maymunlar ise kötü maymunların insanlara gösterdiği şiddete karşı koymaya, insanları korumaya çalışıyorlar.
Bu ironik filmi izlerken insan empati kurmadan da edemiyor haliyle. Güçlü olan canlıların güçsüzlere hüküm sürmeye ve şiddet uygulamasına hakkı var mı?
Konu çok dağıldı farkındayım.
Ama ne yapayım, hayvanat bahçeleri deyince benim aklıma da bunlar geliyor. Kafeste olduktan sonra maymunlar ha Bayramoğlu’ndaki hayvanat bahçesinde olsun ha Darıca’daki millet bahçesinde.
Ne fark eder ki?
Bence önemli olan bakış açımızı ve düşünce tarzımızı değiştirmek…
