SON DAKİKA
Giriş Tarihi : 29-01-2020 08:57

Levent Altun yazdı

Levent Altun yazdı

Elazığ ve Malatya’da meydana gelen deprem felaketi bir anda tüm Türkiye’nin canını ve gözünü oraya çevirdi. Yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Sadece o bölgede değil her gün Türkiye’nin hatta dünyanın birçok yerinden deprem haberleri geliyor.
Deprem kuşağında olup, deprem gerçeğiyle yaşamak ne yazık ki hiçbir zaman kabul gören bir anlayış olmadı. Olmadığı sürece de bu acıları yeniden yaşamak zorunda kalacağız!
Depremle ilgili konuşacak o kadar çok şey var ki!
En popüler olanından başlayalım. Bir Suriyeli kahraman yarattılar depremde. Resmi yetkililerin dışında kimsenin giremeyeceği yere girip tırnaklarıyla enkazdan yaralı kurtarmış! Yüzlerce kamu görevlisi canla başla çalıştı bu kadar övgü almadı, gündeme gelmedi. Suriyeli Mahmut ise jet hızıyla vatandaşlığı kaptı. İstanbul’daki Suriyeliler de, ‘Biz de olsak yapardık’ demişler. Yakında ‘Suriyeli Mahmut’ dizisi falan çekerlerse şaşırmayın!

 

Yardım karmaşası!

 

Türk insanının yardım duyarlılığı olağanüstü seviyede. Genlerimizde var yardım etmek. Ama bunu bilinçli yapmak gerekiyor. Bilinçsizce yapılan yardımların nereye gittiği ve kimlere rant sağladığı bile belli değil.
Türkiye’nin her yerinden belediyeler, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler yardım kampanyaları düzenledi. Hatta Gebze bölgesinden de bütün belediyeler, ticaret odası, siyasi partiler ve çeşitli dernekler var. Bu toplanan yardımlar Elazığ ve Malatya’da hangi kurumlara veriliyor? Bu yardımları kim koordine ediyor? Görünen o ki, toplanan yardımlar Elazığ ve Malatya’ya değil 10-15 şehre yetecek kadar. Yardım fazlalıkları acaba muhafaza edilip gerektiğinde kullanılacak mı yoksa bazı uyanıklara rant kapısı mı olacak? Bu yardım işleri de devlet kontrolünde olması gerekmiyor mu?
Kızılay yıllardan beri bu konuda merkez kurumdu ama son yıllarda kurum yöneticileri siyasallaşarak ne yazık ki Kızılay’a gölge düşürdüler. Son günlerde de kurum yöneticilerinin aldığı çok yüksek maaşlar gündemde.
Gündemde olan bir başka konu da, 1999 depreminden bu yana toplanan deprem vergilerinin nereye harcandığı konusu.
 

Gebze depreme hazır mı?

 

Gelelim Gebzemize.

Bölgemizdeki tüm belediye başkanları deprem bölgesine gittiler. Umarım bölgede iyice bir araştırma da yapmışlardır. Geldiklerinde kendi ilçelerine yönelik nasıl bir hazırlık ve çalışma yapacaklar umarım bu konuda da bir açıklama yaparlar.
Gebze bölgesi depreme hazır mı? Hasarlı ya da riskli ne kadar bina var? Bu konuda bir çalışma yürütülüyor mu? Deprem anında ne yapılması gerektiğine yönelik bir çalışma yapıldı mı?
Toplanma alanları, iletişim ve ulaşımın sağlanması, temel ihtiyaçların karşılanması, acil ilk yardım gibi konularda hazırlıklar tamam mı?
1999 depremi yaşadık diye bu bölgelerde yeniden deprem olmayacak anlamına gelmiyor. Olası büyük İstanbul depreminde en çok etkilenecek yerlerden birisi de bizim bölgemiz olabilir. Şimdiden önlemini almalıyız

AdminAdmin