Bir önceki köşe yazımda dile getirmiştim; Gebze gerçekten de bu yaşananları hak etmiyor.
Türkiye gündeminde hep kötü haberlerle anılıyor.
Türkiye’nin göz bebeği olan, ülke ekonomisine en çok katkı sağlayan ilçe olarak ilk sırada yer alan Gebze, günlerdir Türkiye gündeminde.
Bu yaşananlar büyük bir üzüntü verici.
Sosyal medyada ‘Gebze yerle bir olsun’ diye beddua edecek kadar ileri gidenler var.
Sokak köpeklerine üzülüp diğer yandan bu şehirde yaşayan yüz binlerce insanın yerle bir olmasını dileyen birinde vicdan ve insanlık var mı peki?
Bu olay yüzünden tüm şehirden nefret etmek, tüm şehri zan altında bırakmak ve adeta düşmanca bir bakış açısıyla tavırlar sergilemek ne kadar doğru?
Bir şehrin, bir insanın ve bir yönetimin sadece kötü yönlerini görmek ne kadar vicdani bir durum?
Bu büyük bir haksızlık.
Bu şehre de, bu şehirde yaşayanlara da…
Gebze Belediyesi’nin yıllardır düzenlediği Gebze Kitap Fuarı önümüzdeki günlerde yapılacak. Ama daha fuar başlamadan ‘Gebze’ ismi geçiyor diye Türkiye genelinde kitap fuarı üzerinden Gebze ile ilgili büyük bir karalama kampanyası başlatıldı.
Kitap fuarına davet edilmeyen kitap evleri bile, ‘fuara katılmayacağız’ şeklinde açıklama yapıyorlar. Davet edilmedikleri ve katılmadıkları fuara ‘katılmayacağız’ diyerek duyarlılık kasmaları ne kadar etik?
Sapla samanın birbirine karıştırılmaması gerekir diye düşünüyorum. Kitap fuarı, kitap dostlarının, okuyucuların ve yazarların buluştuğu güzel bir etkinliktir.
Gebzeli bir yazar olarak ben böyle düşünüyorum. Kitaplarımın baskısı tükendiği için daha öncesinden katılmayacağımı bildirmiştim ama bu şehrin bir yazarı olarak kitap fuarına tepki koymayı asla kendime yakıştıramaz ve katılırdım.
Dediğim gibi, sapla samanı karıştırmamak lazım. Sosyal duyar kasmak için bir şehre ve o şehirdeki insanlara beddua ve hakaret etmek, onları rencide edici tavırlarda bulunmamak gerekir.