GÜNDEM
Giriş Tarihi : 19-02-2023 11:04

Levent Altun yazdı

Gazeteci Levent Altun, Gebze ve deprem konusunu irdeledi

Levent Altun yazdı

Kahramanmaraş merkezli 10 ili vuran ve 40 bine yakın vatandaşımızın hayatını kaybettiği deprem, -eli kulağında- diye nitelendirilen İstanbul depreminin korkusunu da sadece İstanbullulara değil, hemen bitişiğindeki şehirlerde yaşayan insanların yüreğine yerleştirdi.

17 Ağustos felaketini yaşayan Kocaeli elbette İstanbul ile aynı fay hattında olduğu için bu korkuyu yaşıyor.

Büyük İstanbul depreminden Kocaeli ne kadar etkilenecek?

Adeta bir gecekondu şehri gibi olan Gebze’deki binaların yüzde kaçı sağlam? Yüzde kaçı ruhsatlı? Yüzde kaçı yapı denetimden ‘geçer’ not alır?

Biz bu korkuları niye yaşıyoruz?

Bu korkuları yaşamamıza kim neden oldu?

Anlatalım.

1950’lerde Gebze’den dışarıya göç vardı hatta bu durum üzüntüyle karşılanıyordu.

Sonra 1960’larda Gebze’ye sanayi yatırımları gelmeye başlayınca bu kez her yer fabrika dolmaya başladı.

Fabrikalarda çalışmak için Türkiye’nin dört bir yanından olağanüstü bir göç dalgası başladı.

Her gelen, memleketteki akrabalarını çağırdı. Bir yandan fabrikalar diğer yandan gecekondulaşma hızlı bir şekilde aldı başını yürüdü.

Arsa alıp usulüne uygun ev yapanlar da oldu, devletin arazilerine kaçak ve ruhsatsız gecekondu yapanlar da…

Yıllar geçtikçe o kaçak ve ruhsatsız evlere belediye yol götürdü, su götürdü. Emlak vergisi aldı, park yaptı.

Düzensiz şehirleşme, kaçak ve gecekondu yapılaşma hatta sanayileşme yıllarca sürdü, ses çıkaran da olmadı, bu işin önüne geçmeye çalışan da…

Sanayinin başkenti olduk, devletin kasasına giren her 10 liranın 1 lirasını biz karşıladık, yani Türkiye’yi doyururken kendimiz doymamaya başladık!

Nüfus olağanüstü bir şekilde arttığı için, plansız yapılaşma nedeniyle ne yollar yetmeye başladı, ne okullar, ne hastaneler…

Gebze bir türlü kent olamadı, kentleşemedi, Gebze’de yaşayanlar da Gebze’den milyarlarca lira kazananlar da, siyasetçisi de bu şehre sahip çıkmadı.

Sahip çıkılmayan bir şehrin ne sorunları çözülüyor ne de hizmet geliyor!

Gebze’de yapılması gereken en önemli şey, kararlı ve planlı bir şekilde yenilenmesidir.

Kentsel dönüşüm de bu yenilenmenin önemli bir yoludur. Eski ve gecekondu binaların bir an önce yenilenmesi, önemli bir adım olacaktır.

Geçen dönem Gebze’nin Yavuz Selim ve Hürriyet Mahallesi’nde Gebze Belediyesi kentsel dönüşüm başlatmıştı. O dönemin başkanı Adnan Köşker’e ‘rantsal dönüşüm’ diye büyük tepki gösterdiler ve olmadı.

Acaba karşı çıkanlar geceleri rahat uyuyabiliyorlar mı?

Kahramanmaraş depreminde gördük; imar affı müjdesi verenler şimdi başsağlığına gidiyorlar.

İmar affı, af kapsamında olmaması gereken tek şeydir!

İmar ve inşaat konusunda en önemli konulardan biri de yapı denetim, bunu herkes gözden kaçırıyor.

Sadece müteahhitleri günah keçisi görmek yerine, o binaları denetlemesi gereken yapı denetim firmaları da mercek altına alınmalı.

Müteahhitlerle beraber, inşaatın demirine, betonuna onay veren, imza atan yapı denetim firmaları da incelenmeli.

Belediyeler, kendisi yapamıyorsa bile mutlaka TMMOB İnşaat Mühendisleri Odaları ile işbirliği yaparak her inşaat ruhsatı imzasından önce mutlaka son bir denetimden geçirmeli.

Müteahhit demirden çimentodan çalmazsa, yapı denetim firmaları iyi denetlerse, yerel yönetimler de ruhsat vermeden önce binaların sağlamlığı konusunda sorumluluğu üstüne alırsa…

Yani herkes işini iyi yaparsa depremlerden korkmamıza da gerek kalmaz.

AdminAdmin