EĞİTİM SEN GEBZE; KABUL ETMİYORUZ!

Karabulut’un açıklaması şöyle;

“Tarikatları ve Cemaatleri, Cumhuriyet Devrimlerinin karşısına koyan, devletin kamu kurumları yerine “söz de STK’lara “ teslim edeceğini ısrarla ifade eden Milli Eğitim Bakanı’nın açıklamasını asla kabul etmiyor, işlediği suçu kamuoyuna teşhir ediyor ve istifaya davet ediyoruz!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk Anayasası olan 1924 Anayasası’na 5 Şubat 1937 tarihinde eklenen; Laiklik ilkesi; tarikat ve cemaatlerin kamu içinde yer almasını esastan, usulen ve fiilen yasaklamıştır.

Ülkenin emekçi çocukları Laik ve Sosyal Hukuk devletinin şemsiye altında akademik ve bilimsel bir eğitim almak için sözleşmesini, temel hakları Anayasa ile güvence altına alınmış bir kamu kurumu merkezi otoritesi olan devletle yapmıştır. Anayasaya bağlı kalmak zorunda olan ve ülkeyi yönetmeye talip olmuş AKP iktidarının Milli Eğitim Bakanı ise Laik, Demokratik, Eşit ve Bilimsel eğitim hakları anayasa ile korunmakta olan yurttaşların çocuklarını, devlet içinde örümcek ağıyla örmeye ivmeli şekilde devam eden gerici tarikat ve cemaatlere çocuklarımızı teslim edeceğini “açıklanamayacak kadar garip gerekçelerle” ifade etmiştir. Milletine daha 15 Temmuz 2016 yılında darbe yapmış bir cemaat dururken, gelecekte darbe yapmaya yemin etmiş, başka tarikat ve cemaatlere teslim edeceğini milletin meclisinde haykırarak söylemektedir. Yani geleceğin darbecilerine el vermektedir. Bu bir milli güvenlik sorunudur! Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Gebze Şube olarak Milli Eğitim Bakanı’nın Kurucu Cumhuriyet Anayasasını yok sayan açıklamasıyla, yeni devletin, rejimi tekrar dizayn etmeye kararlı bir siyasi iktidarın, Laiklik ilkesini ve dolayısıyla Cumhuriyet’i yok sayan açıklamasıyla şer-i hukukla yönetilen bir devletle eşdeğer olduğunu düşünüyoruz.

Açık bir şekilde soruyoruz; Cumhuriyet Devrimlerine ve onun en temel ilkesi olan Laiklik ilkesini red edip, bu tarikat ve cemaatlerle beraber şeriat devleti mi kurmak istiyorsunuz?”

Eğitim Sen Gebze Şube Temsilciler Meclisi olarak okullarımızın bilimsel pedagojik eğitim alanları olduğunu, bu eğitimi akademik kurumlarda eğitim alan Rehberlik öğretmenlerini daha fazla sayıda istihdam ederek var etmenin mümkün olduğunu savunuyoruz. Ayrıca kendi atadığı kadrolara (Rehberlik ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenleri) güvenmesini, ÇEDES protokolü kapsamında uygulamaya geçireceğini duyurduğu yeni eğitim sistemiyle, eğitimi gericileştirmek yerine bilimsel, ilerici ve Laik eğitim modelini uygulayarak Anayasa sadık kalmaya davet ediyoruz. Devletler yasalarla yönetilir ve yasaya, belirledikleri usul ve esaslara aykırı her fiil ve davranış ise cezai müeyyideye tabidir. Her gelen Bakanın bir cemaatin eline bakarak ve onlara el açarak değil, toplumsal sözleşmeye bağlı kalarak kamu kurumlarını yönetmesini istiyoruz. Bu anlamıyla Milli Eğitim Bakanını, en üst normumuz ve toplumsal mutabakat metni olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırı davranacağını belirten konuşmasından dolayı istifaya davet ediyoruz.

Bu ülkeyi yönetmeye talip olanlara; Anayasa, Kanun ve onun Yönetmeliklerine Bağlı kalmayı, Laikliği reddedip gericiliği dayatan, bilimsel ve akademik eğitim sistemiyle tamamen zıt protokolleri iptal etmelerini öneriyoruz. Ayrıca 100. yıl anlayışınız ile rejimi tamamen değiştirmek için imamlara yeni iş imkânları sağlayıp, eğitimdeki kadrolaşma anlayışını terk etmeye davet ediyoruz.”