Belediye meclis üyesi adayı Dilara Çoban ile birlikte gazetemizi ziyaret ederek Levent Altun’a seçim çalışmaları ve projeleri hakkında bilgi veren Arzu Erkan, “21 Ocak’ta adaylığımızı ilan ettik. Emekçilerle yan yana geliyoruz. Sadece seçim döneminde değil, her zaman emekçilerin, sendikaların, işçilerin yanındayız. Bunun yanı sıra akademisyenlerle, üniversite öğrencileriyle, çalışan ya da çalışmayan bütün halk kesimleriyle görüşüyoruz. Hem yerel yönetim anlayışımızı anlatıyoruz hem de onları dinliyoruz” diye konuştu.
Daha yaşanabilir bir kent mümkün
Halk meclisleri kurarak kenti emekçilerle yöneteceklerini ifade eden Arzu Erkan, “Bu halk meclisleri, belediye başkanı ve meclis üyelerinin de bir parçası olacak. Emek ve meslek örgütleri, çevre örgütleri, akademisyenler, kadın platformları, basın temsilcileri yani toplumsal kesimlerin örgütlü kesimlerin katılımıyla temsil edildiği bir halk meclisi olacak. Mevcut kent konseyleri bir danışma organı. Bizim halk meclislerimizle temel bir farkı var, bizde danışma değil karar organı”dedi.
Tahir bey ‘şeffalık’ diyor, nerede şeffaflık?
Arzu Erkan sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu olmadığında bu sözlerin hiçbir anlamı yok. Şeffaflık, katılımcılık, yerinde yönetim, öngörülebilirlik, bu ifadelerin hayat bulmasının tek yolu var o da halkı karar alma sürecine dahil etmek. Kocaeli Büyükşehir belediye başkanı Tahir bey ‘şeffaflık’ diyor, büyükşehir bütçesinin hangi kalemler için kullanıldığını bilmiyoruz. Bazı ihaleler açık bazı ihaleler kapalı. Nerede kaldı şeffaflık ve katılımcılık? Bu anlayışı değiştirmek için adayı.”
Yoksullar için sosyal konutlar yapacağız
Yerel yönetimin temel sorumluluklarından birinin yoksullukla mücadele olması gerektiğini vurgulayan Arzu Erkan, “Bu kenti yönetenler yoksullukla mücadele etmiyor, yoksulluğu yönetiyorlar. AKP’nin kendi ekonomi politikalarının yarattığı yoksulluğu, AKP’li belediyeler yönetiyor. Hem halkı yoksullaştırıyorlar hem de halkın kaynaklarını lütfediyorlar sanki. Biz bu anlayışın değişmesi gerektiğini söylüyoruz. Yoksullukla mücadele bizim en büyük amacımız. Yoksulluk sınırının altındaki yurttaşlarımıza sosyal konutlar yapacağız, yapılana kadar da kira desteği sağlayacağız. Böylece emlak piyasasındaki rantın ve spekülasyonların da önüne geçmiş olursunuz” dedi.
Her mahalleye aşevi, bakım merkezleri
Arzu Erkan konuşmasına şöyle devam etti;
“Bütün mahallelere aşevi açılmalı, yaşlılar ve engelliler için bakım merkezleri açılmalı. Emeklilerin sosyal ve kültürel hayata erişimi sağlanmalı. İnsani koşullarda yaşama şansı. Bakıma muhtaç yaşlılar, evlerine düzenli 3 öğün yemek ulaştırılmalı, belediye personeli tarafından temizlenmesi. Olması gerekenler. Yoksullukla en fazla yüz yüze kalan kadınlar nüfusun yarısı. Kadınların sorunlarının çözümü, halk meclislerinde. Kadınların eşit temsili gerekir. Kadınların üzerinde bakım yükleri var çocuk engelli yaşlı bakım. Her mahalleye ücretsiz kreş açılmalı. Evde bakım yapan kadını dört duvar içine hapsedilmemeli. Kadına yönelik şiddet hala devam ediyor. Bir gecede İstanbul sözleşmesinden çekildiler şimdi de 684 sayılı yasayı da tartışmaya açtılar yetmedi medeni kanunu tartışmaya açtılar. Şiddetin her türünün arttığı bir dönem. Kocaeli’de 1 milyon 41 bin kadın nüfusu var ve sadece 3 tane sığınma evi var toplam kapasite 81 kişi. Sığınma evlerinin artırılması lazım. Ayrıca hem hukuki hem psikolojik destek verilmeli kadınlara.
Rantsal dönüşüme izin vermeyeceğiz
Projeleri arasında yer alan, depremle ilgili dirençli kentler konusuna da değinen Arzu Erkan, “Tahir Büyükakın, ‘Yapı Envanter çalışması yaptık’ diye övünüyor ama depremle ilgili hiçbir şey yapmıyor. 20 yılda bunu yapmakla övünen bir büyükşehir belediyesi. Dirençli kentlerle ilgili serbest piyasanın önünü açacağız deniliyor, yeni rant alanları yaratmaktan bahsediyor, müteahhitleri de bu sürecin en önemli unsuru haline getireceğini söylüyor. Halkın can güvenliğini sermayenin karına heba edeceğini itiraf ediyor. Kocaeli halkının hayatı sizin müteahhit inşaat şirketinin insafına bırakılamaz, biz izin vermeyeceğiz. Kentsel dönüşüm yerine rantsal dönüşüme izin vermeyeceğiz. Seçilelim ya da seçilmeyelim depremle ilgili dirençli kentler projesine destek vermeyeceğiz
Birleşmek için adım attık, yanaşmadılar
31 Mart seçimlerinde bütün partilerin seçmenlerinin oyuna talip olduklarını belirten Arzu Erkan, “Biz düne kadar hangi partiye oy vermiş olursa olsun bütün işçi, emekçi arkadaşlarımızın oylarına talibiz. Bu kent işçiler açısından yaşanılır hale gelecekse, kent yönetimine doğrudan dahil olmalı. Biz bütün partilerden oy alacağız. AKP, MHP, CHP, İYİ, DEM, TİP tüm seçmenlerin oyuna talibiz. Bir tarafta sermaye var bir tarafta emekçiler var. Biz işçilere, ‘Patronunla aynı partiye oy verme’ diyoruz. Biri size, ‘Ben iyi yöneteceğim’ diyorsa uzak durun. ‘Birlikte yapalım’ diyen varsa ona inanın.
Biz bu süreçte CHP, TİP, DEM ve SOL Parti’ye birleşelim diye girişimde bulunduk ama ne yazık ki yanaşmadılar. ‘Birleşelim’ kelimesi bazı siyasetçilerin ağzında sakız olmuş. Birleşmek için adım atıldığında yoklar. ‘Biz yapmadık Genel Merkez yaptı’ cümlesi de moda. O zaman niye yerel örgütleriniz var? Birlik için yola çıkmamışsınız siz. Aslında siz bu kadar insanın emeğini heba etmekten imtina etmiyorsunuz” diye konuştu.
Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz
Arzu Erkan, sözlerini şöyle noktaladı; “Umarım 31 Mart bu kent için güzel sonuçlar olur sonuç ne olursa olsun biz bu kentte yerel yönetim anlayışının demokratikleşmesi ve halktan yana olması için emekçilerle birlikte yapacağımızı söylediğimiz her talebin peşinde olacağız. Kim seçilirse seçilsin arkalarında gölge olacağız. Asla mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Sabahları durakta beli bükülmüş servis bekleyen ve depolarda 12 saat çalışan yaşlı kadınlarımıza bir borcumuz var, mücadele borcumuz.”
